Bakan Ersoy'un yurtdışı ilişkilerinin arka planı

Son iki gündür Almanya'da Türkiye'yi de ilgilendiren AB içi seyahat özgürlüğü ile ilgili çok kritik toplantılar yapılıyor. Türkiye'nin de AB ülkeleri ile aynı kategoride değerlendirmesi için çok yoğun ve çok yönlü baskı var.

Hüseyin Baraner Hüseyin Baraner 20/05/2020 08:33
Bakan Ersoy'un yurtdışı ilişkilerinin arka planı

Biraz sizleri bilgilendirmek istiyor ve dikkatimizi doğru yönlere ve konulara çekmek istiyorum.

Turizm Bakanlığı'nı en yakından takip edenlerden biriyim.

Konuları anında öğrenir ve ilgili sorumlular ile kavgamı yaparım. Hiç bir bakan benden kurtulamaz. 30 yıldır bakanların peşindeyim.

Yapılan çalışmalar da yazarım, sektörü bilgilendiririm.

Şimdi gelelim konumuza.

Türk turizmi için en önemli ülkelerin başında Almanya geliyor. Başkent Berlin Ankara arası telefon trafiği hızlandı. Son iki gündür Almanya'da Türkiye'yi de ilgilendiren AB içi seyahat  özgürlüğü ile ilgili çok kritik toplantılar yapılıyor.

Türkiye'nin de AB ülkeleri ile aynı kategoride değerlendirmesi için çok yoğun ve çok yönlü baskı baskı var.

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Federal Almanya Seyahat Birliği Başkanı Norbet Fiebig ile sıkı temas kurarak, tüm tur operatöru sahip ve başkanlarını alarak Almanya'nın en üst turizm otoritesi olan, bir nevi hükümet turizm müsteşarlığı  'Bundes Tourismus Beauftragter" Thomas Bareiss ile çok sıcak görüşmeler başlattı.

Telefon görüşmesi olmasına rağmen, Ersoy-Bareiss arası çok iyi bir diyolog oluştu. Artık  çok sık görüşmeleri için önemli  bir sempati yolu açıldı diyebiliriz.

Ersoy: Almanlar Türkiye'ye gelmek istiyor

Bakan Ersoy Almanlar'ın Türkiye'ye gelmek istediğini defalarca vurguladı. Ersoy'un, "Bakın, Almanlar Türkiye'ye gelmek istiyor. Bunun yanında ülkenizde 3 milyon Türk kökenli vatandaş yaşıyor. Bu Türk kökenli vatandaşlarınız 

kesinlikle Türkiye'ye seyahatlerinden vazgeçmeyecekler, gelin şimdi Türkiye ile ilgili akıllı bir karar alalım ve bu kararı hemen şimdi alalım. Bakın ülkemizde sayısız Alman yatırımları var. Antalya Havalimanı'na da ortaksınız" sözleri, gerçekten Alman yetkililer üzerinde oldukça etkili oldu.

Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, 'Kilit Adam' Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas ile başlattığı telefon diplomasisini açık hat olarak kullanıyor. Karşılıklı görüşmeler devam ediyor.

Bunun yanında Federal Almanya Seyahat Birliği Başkanı Norbert Fiebig, Berlin'deki çeşitli görüşmelerde Türkiye için masaya vurdu ve 'Türkiyesiz olmaz!' dedi.

Bu sözler Federal Hükümetin çalışmaları üzerinde etkili olduğu kadar, bazı gerekli teknik çalışmaları da hızlandırdı.

Türk ve Alman tur operatörleri ve sayısız seyahat acentesi Türkiye için kendi yörelerindeki eyalet meclislerine yönelik çalışmalarını hızlandırdılar. 

Türkiyesiz olmaz!

Acentalar AB ülkeleri için aldığınız kararlara 'Türkiye'yi de dahil edin' diye baskıyı arttırdılar.

Bunun yanında, Almanya'daki Türk dernekleri, tur operatörleri ve özellikle sahibi Türk kökenli olan seyahat acenteleri, Almanya'daki kurumlar üzerinde ve özellikle Berlin hükümeti üzerinde Türkiye'ye seyahati açmaları için çok ciddi çalışmalar başlattılar. Türkiye-Almanya arası seyahat edecek kişilerin karantina altına alınmayacağına dair Alman Devleti'nin yazılı açıklama yapması talebinde bulundular.

Dünya Turizm Örgütü (UNWTO ) başkan yardımcılarından Türkiye dostu Günter Ihlau, Bentour'un Genel Müdürü Deniz Uğur, Federal Almanya Seyahat Birliği Dış Komisyonu üzerinden çok ciddi görüşmeler yaparak, Türkiye'nin her toplantıda gündeme alınmasını sağladılar.

Ben de şu an burada ismini yazamayacağım, Türkiye ile ilgili kararların altına imza atacak bazı önemli kişileri, zaten son 2 yılda Antalya'ya getirmiştim.

Turizm sadece iyi otelcilikle gelişmez, sağlam temellere oturmaz

Türkiye'nin dolu olduğu günlerde bile bu tür lobi faaliyetlerine ara vermeyerek, bu kişilerin ileride Türkiye üzerinde ne kadar etkili olabileceğini bildiğim için, onlarla her zaman teması açık ve sıcak tutmuştum. Türkiye adına onlara iyi ve kötü günde hep bazı bilgileri gönderip, bulunduğumuz durumları Türkiye ve Türk toplumunun bakış  açısından hep izah etmiştim.

Tabii böyle zor günlerde bu ilişkilerin çok faydası oluyor. Lobi faaliyetleri olmadan Turizm sektörünün hiçbir zaman gerekli hissettiği ticari güveni kazanamayacağını devamlı vurguluyorum.

Turizm sadece iyi otelcilikle gelişmez, sağlam temellere oturmaz.

Sektörün bütün gerekli mevcut kabiliyet ve liyakat sahiblerinin partiler üstü orkestrasyonu ile ancak biz sektör olarak bundan sonra daha sık yaşayacağımız krizleri aşabiliriz diye düşünüyorum.

Şimdi size son iki haftayı biraz detaylandırayım:

Bakan Ersoy, dünyadaki tüm Türkiye büyükelçiliklerinin ve konsoloslukların harekete geçirilmesini sağlayarak işe başladı. Türkiye'nin sertifikasyon çalışmalarının içeriğinin, sağlık hizmet ve hastahane ağımızın zenginligini-gücünü bulundukları yörelerdeki otoritelere anlatmaları için için görevlendirdi.

Esasında Bakan Mehmet Ersoy, bir strateji planı ile çok yönlü yurtdışı piyasalara yaklaşım başlattı.

Önce, 'Yabancı piyasalarda Türkiye ile ilgili Korana sürecindeki güvenlik algısını yönetmemiz gerekir' diyerek yola çıktı.

Yüze yakın meslektaşına mektup gönderdi ve arkasından telefon ile aradı.

Ayrıca Ankara'da bakanlıkta hergün yabancı ülkelerin Büyükelçilleri ağırladı ve bilgilendirdi

Bunları bilmeniz için yazıyorum.

Doğru ne varsa yazarım. 

Yanlış olanları zaten en ağır şekilde yine hep yazdım. Bedelini de ödedim.

Ancak şimdi çok zor bir süreçteyiz arkadaşlar!

Kayıplar büyük olabilir. Bu krizin artçıları yolda.

Kişisel ihtiras ve kavgalarımızı, itiş kakışlarımızı ötelemek mecburiyetindeyiz.

Biliyorum: Ateş düştüğü yeri yakar.

Herkese buradan güç diliyorum. 

Dünyada her turizmci kaybetti ve kaybetmeye devam ediyor.

Dünyada ne tür bir oyun oynanıyor, o da belli değil. Her ülkenin gizli bir B planı var. Pis planları olanlar da var.

Ancak şu an bizler için siyaset zamanı değil.

Önce yeni normalde eski cirolara ulaşmak mecburiyetindeyiz

Yazmadan geçemeyeceğim:

Elimizde çok önemli kozlar var.

Dünyada birinci ligte en ön sırada faaliyet gösteren tur operatörleri ve uçak şirketlerimizin yanında, Almanya'da özellikle Türk kökenli  seyahat acentelerinin ne kadar etkili olabileceğini de yeniden gördüm. Almanya'da aşağı yukarı 500 tane çok güçlü, Almanlar'a yoğun satış yapan ve Türkiye'ye ye 40 tur operatörü üzerinden yüksek

sayıda turist gönderen ve kriz anlarında bulundukları bölgelerdeki eğilimi Türkiye lehine dönüştürebilen seyahat acentesi var. Bu seyahat acentelerinin daha yakından tanınmasını istiyorum. Gerekirse hepsinin listesini, satış cirolarını ve adreslerini Türkiye'deki kurumlara ileteceğim.

 


Önemli haberleri kaçırma!

E-posta bültenine abone ol:

Tüm güncellemelerden e-posta yoluyla haberdar olun.