Uluç’tan zehir zemberek Antalya eleştirisi

Sabah Gazetesi yazarı Hıncal Uluç, Antalya'nın turizm potansiyelinin yeterince iyi değerlendirilmediğini konu alan ve oldukça sert eleştiriler içeren bir yazı kaleme aldı.

31/12/2019 23:40
Uluç’tan zehir zemberek Antalya eleştirisi

Tam 15 yıl sonra, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından yeniden toplanmasına karar verilen Turizm Şûrası'nın açılışı yarın. Şûra sloganı da Cumhurbaşkanı'ndan..

"2023'te 50 milyon turist, 50 milyar dolar!."

Bu hedefin asla "Hayal" olmadığını söylemiştim.

Çünkü ülkemi ve olanaklarını iyi biliyorum.

Dünyanın en ünlü Turizm merkezlerini de gezdim, dolaştım. Onların nasıl kazandıklarını da biliyorum.

Ülkemde pek çok turistik yer var. Bodrum, Çeşme/ Alaçatı mesela.. Bir zamanlar Erdek'le yıldızken artık unutulan Marmara, hemen hiç kullanılmayan Karadeniz yaylaları mesela.. Ege'yi bile doğru dürüst kullandığımız söylenemez. Gümüldür, Kuşadası nerdeyse unutuldu.

Bakın şimdi, geliri sağlayacak şey, "Yatak!." Yatak bakımından en zengin bölgemiz, rakamlar meydanda Antalya Büyük Şehri.. Yani bugün Menderes Türel'in tümüyle kontrolünde olan, Türk Rivierası.. Alanya'dan Fethiye'ye kadar..

1971'de Modern Folk Üçlüsü ile davetli olarak Rodos'a gitmiştik. Rodos'ta bir turizm patlaması vardı. Hem de ülke o zaman bir cunta tarafından yönetilirken. O cuntanın emriyle açılan bir turizm kampanyasıyla Rodos dünyaya tanıtılmıştı.

Gittiğimde, Ada'nın Turizm Müdürü yüzbaşıyla uzun konuşmalar yaptım ve acı gerçeği gördüm.

Sadece Rodos'taki yatak sayısı, tüm Akdeniz ve Ege'deki toplam yatak sayısından fazlaydı.

Ve adaya 1971'de günde 650 uçak iniyor ve kalkıyordu.

Bizde Antalya'ya günde bir uçak gitmezken nerdeyse..

O yıllarda Ege'de bir Fransız Tatil Köyü (Club Med) bir İtalyan Tatil Köyü (Waltur) vardı. Gerisi üç beş odalı pansiyonlar ve de devlet kampları..

Sonra Turgut Özal geldi, hamleyi yaptı

Sahiller büyük kolaylık, imkan ve desteklerle müteşebbislere açıldı ve Kemer'den, Alanya'ya yan yana, dünyadaki benzerlerini katlayan, muhteşem oteller ve tatil köyleri yan yana dizildi.

Antalya, bu harikulade tesislere gelenlerin günlerini fazlasıyla dolduracak imkânlara sahipti.. Deniz ve güneş tamam.. Ama ötesi, benzeri az bulunan bir Kültür ve Eğlence Turizmi hazinesiydi.

Tarih.. Binlerce yıldır ayakta kalmış, bugün hâlâ kullanılır haldeki Tiyatrolar mesela.. Aspendos ve Side tiyatroları mesela.. Gidip görenleri büyüleyen dağın tepesindeki tarih "Silyon" mesela.. Perge mesela..

Dünya uygarlığının temellerinin atıldığı yörelerin başında gelen Likya ve Pamfilya, bu yöredeydi.

Olimpos Ateşi burda yanıyordu mesela..

Antalya'da benzersiz bir müze, harikulade bir Akvaryum vardı.

Son yıllarda tarihe "Tematik Parklar" da eklenmeye başlamıştı. Land of Legends muhteşemdi mesela..

Ama ne var ki, yıllardır Antalya'ya taşınan milyonlarca turist bunların hiçbirini görmeden gelip gidiyor, bu yüzden de kente beş kuruş bırakmıyordu.

"Her şey dahil" denen yüz karası sistem, aslında hepsi "Halkın Malı" o tatil köylerinin ve sahil otellerinin halka beş kuruş bırakmadan dolup boşalmasına yol açıyordu.

Turist hava alanından otobüsle alınıyor, 15 gün sonra gene otobüsle hava alanına bırakılıyordu.

Oteller ve tatil köyleri, "Bir şehir turu" dahi organize etmiyorlardı

"Antalya by Day/ Gündüz Turu", Antalya By Night/ Gece Turu" düzenleseler, gelen turist bu turlar sayesinde çeşitli hatıra eşyası satın alsa, bir gece kulübünde, diskoda eğlense, bir öğle yemeğini dışarda yese, oralarda para bırakırdı. 40 yıldır giderim.

Koskoca Antalya'da 7 Memet'ten başka restoran yok. Niye yok, milyonla turistin geldiği Türk Rivierası'nda, hele bir düşünün?. Niye yok?.

Sıkı Yönetim, Sokağa Çıkma Yasağı olsa, bu kadar olmaz

Yahu Aspendos'a Devlet Opera ve Balesi'nin düzenlediği festivalde, Selman Ada nam zat gelip Opera ve Balemizi yerlerde süründürene dek (Bu zat hâlâ iş başında.. Onu iyi tanıyan Mahir Ünal kardeşim, anlatmadın mı, ilk görevden alacağı kişinin Selman olacağını, yeni bakana..) Aspendos'ta harika gösteriler olurdu. Programı da çok önceden belli..

Daha evvel Belediye de, Altın Portakal sırasında Aspendos'ta dünya popüler müzik starlarını ağırlardı.

Yahu bunlar öyle işler ki, turist getirir. Kıştan ilan etsen.. mesela "15-30 Ağustos arası gelenler, Bolşoy Balesinden Kuğu Gölü izleyecekler" ya da "Amelia Rodriguez'den Fadolar dinleyecekler" desen.. Ama nerde?.

Hadi yapmadın. Yahu Aspendos aha orda.. Tatil Köyü otobüsleri de aha burda.. Otelin girişine bir tabela koysan.. "15 Temmuz gecesi Aspendos'ta Mario Farangulis söylüyor. İsteyen konuklarımızı, otobüsle götürüp getireceğiz" desen ve bir otobüs kaldırsan, gidecek çıkmaz mı?. Otelde oturup bedava sabaha dek içip sızacağına insanlar, kalkıp o tarihi mekanda bu harika geceyi izlemezler mi?.

Ama rekabet öyle beyinlere işlemiş ki, kimse konuğunu kapı dışarı çıkarmıyor

Antalya Belediyesi ne yapıyor?.

Hiçbir şey..

Antalya Turizm Birlikleri ne yapıyor?.

Hiçbir şey..

Antalya Otelci Birlikleri ne yapıyor?.

Hiçbir şey..

Turizm Bakanlığı ne yapıyor?.

Hiçbir şey..

Bu böyle devam ettikçe, 2023'te 50 değil, 100 milyon Turist de gelir, ama ülkeme bugün olduğu gibi on para bırakmadan, döner gider..

Bu Şûra'nın asıl konuşması gereken konu, asıl konulması gereken ilke şöyle olmalı, bence..

"100 dolar bırakan 100 milyon değil, 1000 dolar bırakan 50 milyon Turist!." Fenike'den Alanya'ya emsalsiz hazinelerle dolu Türk Rivierası, cebi deliklere artık peşkeş çekilmesin..

Yeter!.

Şûra'nın bir numaralı tartışma ve tavsiye kararı bu olmalıdır!.

NOT: Uluç’un yazısında adı geçen  Devlet Opera ve Balesi (DOB) Genel Müdürü Selman Ada, hakkında başlatılan soruşturma gerekçe gösterilerek bugün açığa alındı.


Önemli haberleri kaçırma!

E-posta bültenine abone ol:

Merak etme spam mailler gelmeyecek.