Türkiye’nin en iyi beş bisiklet rotası

Seyahat sitesi momondo, Türkiye’nin en iyi bisiklet rotalarıyla tanışmaya çağırıyor.

31/12/2019 23:40
Türkiye’nin en iyi beş bisiklet rotası

Doğa içinde, hem keyifli hem de sağlıklı bir yolculuğa hazır mısınız? Seyahat sitesi momondo, sizi Türkiye’nin en iyi bisiklet rotalarıyla tanışmaya çağırıyor. İlkbaharın gelişine, doğanın canlanmasına şahitlik etmek ister misiniz? Cevabınız “Evet” ise momondo sizi Türkiye’nin en güzel bisiklet rotalarında pedal çevirmeye davet ediyor. İşte gezerken istediğiniz an durup fotoğraf çekmenize, göçmen kuşları izlemenize ve köy kahvesinde soluklanıp pazarlardaki yerel lezzetleri tatmanıza imkan sağlayan en iyi beş bisiklet rotası.

MYSİA ROTASI: DOĞA TUTKUNLARI İÇİN İDEAL

Bursa’ya sadece 10 kilometre uzaklıkta bulunan Mysia Rotası, ilkbahar aylarında doğanın uyanışına şahitlik etmek için ideal! Doğal patikaların birbirine bağlanmasıyla oluşan rota, çam ormanları arasındaki tarihi Gümüştepe’de (eski adıyla Misi) başlıyor ve son yıllarda yerli dizi ve filmlerde görüp el değmemiş doğasına imrendiğimiz Ulubat Gölü kıyısındaki Gölyazı’da sona eriyor.

Üstelik yolculuğunuz sırasında rota üzerinde yer alan Dağyenice ve Maksempınarı köylerinde mola verip yerel lezzetleri tadarak enerji toplayabilirsiniz. Doğa tutkunları için başka bir cazip seçenek de, Ulubat Gölü çevresinde göçmen kuşları izlemek. Mysia Rotası hakkında detaylı bilgi almak için Nilüfer Belediyesi’nin sitesindeki broşürü incelemenizi öneririz.

AYVALIK: SESSİZ, SAKİN VE HUZURLU

Yaz sıcakları bastırmadan dolaşabileceğiniz bir diğer önerimiz ise Ayvalık. Üstelik seçenekleriniz oldukça bol. Örneğin ismini köyü kuran yeniçerilerden alan sanat köyü Yeniçarohori’yi ziyaret edebilir, köydeki galerileri ve atölyeye dönüştürülmüş eski Rum evlerini gezebilirsiniz. İkinci seçenek, Ayvalık’a 10 kilometre mesafedeki Şeytan Sofrası’na pedal çevirerek Ege kıyılarının en nefes kesici manzarasına karşı gün batımını izlemek.

En az ilk ikisi kadar cazip üçüncü seçenek ise Cunda Adası Milli Parkı’nı ziyaret ederek, adanın kuzeyindeki ıssız plajlara gitmek. Alternatif olarak Cunda’nın kiliseler, konaklar, kafe ve dükkanlarla dolu şirin sokaklarını da turlayabilirsiniz. Kendi bisikletinizi götürme imkanınız yoksa bölgedeki otellerden bisiklet kiralayabileceğinizi de hatırlatalım.

KAYAKÖY: TERTEMİZ HAVADA PEDAL ÇEVİRİN

Fethiye’ye bağlı Kayaköy, ülkemizin en özel köylerinden biri. Geçmişte ağırlıklı olarak Rum nüfusa ev sahipliği yapan köy, bölgenin önemli ticaret merkezleri arasında yer alıyordu. Eski adı Levissi olan köy, aynı zamanda bugün de koruduğu tertemiz havasıyla hastalara şifa veren bir yerleşim yeri olarak tanınıyor.

Özgün mimarisiyle bisiklet turunuza eşsiz bir dekor sağlayan Kayaköy’ün merkezini gezdikten sonra köyün eteklerindeki ovada yer alan çiftlik evlerini, sanat kampını ve şarap evlerini ziyaret etmenizi öneririz. Köyün tarihi hakkında birinci ağızdan bilgi almak içinse köy kahvesine uğrayıp Kayaköylüler ile sohbet etmelisiniz.

KARABURUN YARIMADASI: BİRBİRİNDEN ÖZEL ALTI ETAP

İzmir’e bağlı Karaburun Yarımadası’ndaki bisiklet ve yürüyüş rotaları, doğal güzelliklere ek olarak üzüm yetiştiriciliği ve şarap üretimini yakından tanımak isteyenler için ideal. Bölgede Urla, Çeşme ve Karaburun’daki üzüm bağları arasında altı farklı etap bulunuyor. Hatta Bağlararası mevkii, Anadolu’nun bilinen ilk şaraphanesine de ev sahipliği yapıyor.

Yolculuğunuza nereden başlamak ve hangi rotayı takip etmek istediğinize karar vermek için İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından hazırlanan tematik gezi rotalarına göz atmanızı öneririz. Ayrıca İzmir şehir merkezinde bisiklet kiralayabileceğiniz onlarca dükkan olduğunu da hatırlatalım.

SIĞACIK: ÖNCE ZİYAFET, SONRA BİSİKLET

İzmir’in yanı başındaki Sığacık, Türkiye’nin ilk ‘Sakin Şehri’ Seferihisar’ın kıyı yerleşkesi. Arnavut kaldırımlı sokakları ve çiçeklerle bezeli, avlulu, cumbalı konaklarıyla huzur veren Sığacık’ın bir başka özelliğiyse, bölgede bisiklet turu yapmak isteyenler için ideal bir başlangıç noktası olması. Önerimiz önce pazar günleri kurulan üretici pazarına uğrayarak ev yapımı börekleri, baklavaları, reçelleri ve tabii ki bahçeden yeni toplanmış meyveleri tatmanız.

Bu ziyafetin ardındansa yediklerinizi eritmek için antik liman kenti Teos’a doğru pedal çevirmelisiniz. Böylece ilkbaharda açan çiçekler eşliğinde kentin arkeolojik alanında keyifli bir gezinti yapabilir, iyi korunmuş altı kilometrelik surları pedal çevirerek inceleyebilirsiniz.

 

 


Önemli haberleri kaçırma!

E-posta bültenine abone ol:

Merak etme spam mailler gelmeyecek.