Türk turizminin ilk adımını kim attı?
Sorumuzun cevabı çok basit: Türk turizminin ilk adımını Atatürk attı. Tarihimizin ilk ve en büyük tanıtım/reklam çalışması... Atatürk’ün yüzen fuarının dünyaya örnek hikayesi…
Hasan Arslan
Bu, 1926’da Karadeniz Vapuru’nun yeni Türkiye’yi tanıtan bir yüzen fuara/sergiye dönüştürülüp 12 Avrupa ülkesinin 16 limanına yaptığı yolculuğun öyküsü... Karadeniz: Seyr-i Türkiye... Tarihimizin ilk ve en büyük tanıtım/reklam çalışması... Atatürk’ün yüzen fuarının dünyaya örnek hikayesi…
Eşsiz deha, büyük Atatürk’ün Türk turizminin ilk adımını attığını biliyor musunuz?
Hadi itiraf edelim: Çoğunuz bilmiyordunuz. Nedense bu proje turizm sektörü dahil kamuoyunda çok fazla gündeme gelmemiş, fazla gün ışığına çıkmamış. Bu projenin yeterince tanınmamış ve hak ettiği ilgiyi görememiş olmasında, Türk turizm tarihini anlatan yeterli sayıda yazılı kaynak bulunmamasının da rolü var. Ama en büyük ihmalkarlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı yapmış. Böyle bir projeyi sektöre tanıtmak, herkesten önce onların göreviydi. Bu projenin tanıtılması ve projeyle ilgili bir sergi açılması için, Kültür ve Turizm Bakanlığı'na çağrıda bulunmayı da, Türk turizm sektörü adına bir borç bildiğimi vurgulamak isterim.
Şimdi bu satırlardan, ülkemizi Avrupa’ya tanıtmak amacıyla Cumhuriyetin ilanından 3 yıl sonra Atatürk’ün önerisiyle hayata geçirilen seyyar sergi projesinin hikayesini okuyacaksınız. Ve çok şaşıracaksınız.
1926 yılında, Türkiye’nin tanıtımı amacıyla hayata geçirilen, ancak zaman içinde unutulup giden “Karadeniz Gemisi” projesi, tarihimizin ilk ve en büyük reklam ve tanıtım çalışması olma özelliği taşıyor.
Peki bu proje nasıl hayata geçmiş?
Cumhuriyet’in ilan edilmesinden 3 yıl sonra, bir yandan Osmanlı borçları yeniden yapılandırılıp sanayi ve ticaret hayatı düzenlenirken; diğer yandan Cumhuriyet parası tedavüle sokuluyor, bankalar kuruluyor, yeni yasalar hazırlanıyor ve uluslararası ticaret anlaşmaları imzalanıyordu.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 1925 yılında yeni Türkiye’yi dünyaya tanıtacak bir proje yapılmasını gündeme getirdi. Mecliste 1 yıl süreyle tartışılıp rafa kaldırılan konu, Atatürk’ün vizyonunu anlayan Dışişleri Bakanı Ali Cenani Bey’in önerisi ve çabalarıyla hayat buldu. Türkiye Cumhuriyeti kendini, bir gemi dolusu insan, çeşitli ürünler, daha da önemlisi çağdaş bir duruşla tanıtacaktı. 12 Haziran 1926 tarihinde İstanbul’dan demir alan Karadeniz, 12 ülkede 16 şehri ziyaret etti. 86 günde 10.000 mil yol alıp yüzbinlerce insanla karşılaşan gemi, hareketinden 3 ay sonra, 5 Eylül 1926 Pazar günü İstanbul’a döndü.
Dönemin imkanları düşünüldüğünde, başarılan iş çok büyüktü. Ama geçen zaman, Karadeniz’i ne yazık ki kendi sularında unuttu! “Karadeniz Gemisi” projesi , dönemin gazeteleri dışında, tarih sayfalarında hak ettiği yeri bulamadı. Projeye ait haber ve fotoğrafların çoğu, yabancı kaynaklarda, o da sınırlı sayıda yer alıyor.
Türkiye’nin bugün bile sıkıntısını çektiği “Kendini tanıtma” çabasının sembolü olan Karadeniz, 88 yıl sonra belki bugün, yeniden gündeme gelir ve hak ettiği değeri bulur.
KARADENİZ GEMİSİ HAKKINDA
* 4.731 gros tonluk Karadeniz gemisi, Avrupa yolculuğu öncesinde Haliç’e alınarak 3 ay boyunca bakım ve onarımdan geçti. Sefer kabiliyetini artırmak amacıyla her yeri elden geçirilen gemide, teksimatı Mimar Asım Bey tarafından yapılan satış ve numune daireleri oluşturuldu.
* Satış dairesine tekel ürünleri, İş Bankası Şubesi, Kütahya Çinileri, halılar, Hacı Bekir lokumları, kehribar ve kıymetli taşlarla yapılmış süslemeler, yerli bezler ve işlemeler, sanayi nefise meşheri ve antikalar yerleştirildi. Numune dairesinde ise hububat, tıbbi ilaç, ahşap ve deri mamülleri, Beykoz Fabrikası ürünleri, madenler, Bursa ve Hereke kumaşları teşhir edildi.
* Geminin sigara salonu, istihbarat bürosu olarak ayrıldı. Kışlık bahçesine TCDD’nin reklamları kondu.
* Seferde, bir süvari, bir 2. kaptan, üç 3. kaptan, 7 güverte zabiti kaptan, bir doktor, 2 telsiz memuru ve 7 makine zabiti görev aldı.
* Kamaralarda çalışacaklar, güverte ve makina görevlileriyle birlikte toplam 125 kişilik bir kadro oluştu.
* 95 kişilik sergi heyeti ve memurlarının yanı sıra, 47 kişilik Riyaset-i Cumhur Orkestrası, iaşe işleriyle meşgul olan 18 kişi de dahil edildiğinde, sefere toplam 285 kişi katıldı.
* Gemi, 12 Haziran 1926 tarihinde İstanbul'dan demir aldı.
* Limanlara giriş-çıkış için 44 kılavuz kaptanın eşlik ettiği Karadeniz gemisinin seferi, 40 gün 16 saati seyir, 16 gün 6 saati limanda olmak üzere toplam 86 gün 22 saat sürdü. 2.778 ton kömür tüketerek 9.986 deniz mili kat eden gemi, 12 Avrupa ülkesinin 16 limanına uğradı.
* Gemide 16 balo düzenlendi, hariçte 36 ziyafete iştirak edildi.
* Sefer masraflarının 600.000 lira olduğu, bütün limanlarda gemiyi ziyaret edenlerin 65.000 kişiye ulaştığı tahmin ediliyor.
* Sonuçta içinde milletvekilleri dahil pek çok seçkin kişinin yer aldığı gemi, Avrupa'nın pek çok limanını dolaşarak Türkiye'yi tanıttı.
* Karadeniz Gemisi'nin yolcuları arasında 3. Cumhurbaşkanı Celal Bayar'ın oğlu Refi Bayar, Anadolu Ajansı'nın kurucularından Şair Kemalettin Kamu, İstiklal Marşı'nın bestecisi Zeki Üngör, ilk Türk kadın gazetecilerden Bedia Arseven, ilk Türk kadın milletvekillerinden Mebrure Gönenç ve Şair Orhan Veli Kanık'ın babası müzisyen Veli Kanık da yer aldı.
NOT: Hakkettiği ilgiye mazhar olamayan “Karadeniz Gemisi Projesi” hakkında yapılmış bir belgesel bulunuyor. Fatusch Productions tarafından hazırlanan belgesel, 2006 yılında NTV’de yayınlanmış. Ayrıca, Sinan Meydan’ın Akl-ı Kemal: Atatürk’ün Akıllı Projeleri kitabında da konuyla ilgili bilgiler yer alıyor.
Önemli haberleri kaçırma!
E-posta bültenine abone ol: