Otelcilik yalnızca para kazanmak için yapılmaz

İstanbul’un kalbinin attığı Beyoğlu’nda bulunan Troya Hotel Taksim, kurulduğu 1986 yılından beri turizm sektörüne hizmet ediyor. Hizmet kalitesiyle fark yaratan ve kendi müdavimlerini oluşturan oteli, Troya Hotel Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Hüzmeli, Turizm Aktüel okurlarına anlattı...

31/12/2019 23:40
Otelcilik yalnızca para kazanmak için yapılmaz

Troya Hotel Taksim hakkında bilgi verir misiniz?

Asırlık binalar, camiler, kiliseler, sinagoglar arasında 24 saat canlı yaşayan kültür, alışveriş ve eğlence merkezi Taksim’de bulunan Troya Hotel Taksim’de şık döşenmiş ve tasarlanmış yedisi özel 77 oda bulunuyor.

Taksim’e yürüyerek 15 dakika, İstiklal Caddesi’ne 50 metre uzaklıkta yer alan otelimiz,  İstanbul`un her noktasına en hızlı ulaşım için en uygun konumda bulunuyor. 1986 yılında hizmete giren Troya Hotel Taksim, kurulduğu günden bu yana Türk turizmine hizmet veriyor.

Otelinizi benzerlerinden ayıran özellikler nelerdir?

Kaliteden ödün vermediğiniz sürece sürekli kazanırsınız. Ne zaman ki kaliteden ödün verirsiniz, işte o zaman kaybetmeye de başlarsınız. Müşteriyi soymak için fırsat arayanlar, sektörde asla kalıcı olamazlar. Onlar ancak ‘gelgeç’çi olurlar.

Biz otelimize gelen misafiri asla müşteri olarak görmeyiz. Konuklarımızı asla oda numaralarıyla anmayız. Sonuçta misafirin bir adı var değil mi? Otelimizde kalan misafirlerimize adıyla hitap ederek, onlara değer verdiğimizi gösteriyoruz. Bu, onların da çok hoşuna gidiyor.

Otelimizde 77 oda var. Her bir odada kalan misafirimiz bizim için ayrı ayrı değerlidir, önemlidir. Ülkemize gelmiş olan konuklarımızı, evimize gelmiş olan misafirler gibi ağırlıyoruz. Ben evimde çoluğuma, çocuğuma yedirmeyeceğim bir şeyi, otelimde misafirlerime de yedirmem.

Konuklarınıza sunduğunuz hizmetlerden bahseder misiniz?

Konuklarımıza gösterdiğimiz özeni, otelimizde sunduğumuz  hizmetlerle de kanıtlıyoruz. Teras restorantımızda verdiğimiz açık büfe kahvaltıda, 60 çeşit ürün bulunuyor. Bunlar sıradan yiyecekler de değil. Zeytin Ayvalıktan, peynir Hatay’dan geliyor. Her bir ürünü, üretildiği yerden getirtip konuklarımıza sunuyoruz. Et alışverişini kendim yapıyorum ve etin nereden geldiğini mutlaka sorup öğreniyorum, alışverişimi  de ona göre yapıyorum.

Bizim otelimizde misafir odada her istediğini bulur. Lobide içtiği çay, kahveden ücret alınmaz. Bizim hizmet politikamız böyle ve bu 1986’dan beri değişmeden günümüze geldi. Bundan sonra da böyle devam edecek.

Troya Taksim Hotel’i vazgeçilmez yapan özellikler hangileridir?

Hizmette devamlılığı esas alan yönetim politikamızın sonucu olarak da, devamlı gelen bir müşteri profilimiz oluştu. Biz öncelikle çalışan kadromuzda da devamlılığa özen gösteriyoruz. Misafirimiz tanıdık yüzler tarafından karşılanmaktan, ağırlanmaktan mutlu oluyor. Bazen misafirimiz, ismen tanıdığı personelimizi arayıp, eşi ya da çocuğu için rezervasyon yaptırıyor. En değer verdiği insanları bize emanet ediyor. Bu bizi çok mutlu ediyor.

Bence şu dönemde sektörün en büyük sıkıntısı, otelciliği yalnızca para kazanmak için yapan yatırımcılardır. Olay yalnızca para kazanmak değildir ki. Yaptığınız işi sevmeli  ve içinde bulunduğunuz sektöre değer katmalısınız. İşte turizm sektörüne bu bakış açısına sahip olmayan insanlar zarar veriyor. Sattığınız bir bardak çaydan 20 Lira alırsanız, o misafir bir daha size gelmez. Belki bu fiyatı Avrupa’da uygulayabilirsiniz ama, burada olmaz.

Ben çekirdekten yetişme bir otelciyim. Bu sektörün tüm aşamalarında görev yaptım. Biz ailece otelciyiz. Otelcilik çok ciddi bir meslektir. Ben yaptığım işle ülkemi temsil ediyorum. Türk misafirperverliği bu işin çıkış noktası. Aldığın paranın karşılığını verirsen, misafir otelden memnun ayrılır. Bir dahaki gelişinde de yine seni tercih eder.

Otelcilikte hedef kitleni kendin belirleme gibi bir lüksün de var. Kime hizmet etmek istersen, o profilde bir müşteri kitlesi oluşturursun. Bu da sana hareket özgürlüğü sağlar. Ben misafirlerimi seviyorum. Çünkü bugüne onlar sayesinde geldim.

Otelinizin müşteri profili kimlerden oluşuyor?

Otelimizde daha çok, Avrupalı misafirlerimizi ağırlıyoruz. Ardından Ortadoğu geliyor. Lübnan, Kuveyt, Suudi Arabistan’dan gelen konuklarımız yoğunlukta.  Gelen misafirin profili, mevsime göre de değişebiliyor. Bizim ayrıca iş adamlarından oluşan çok elit bir yerli misafir kitlemiz de var. Öyle misafirlerimiz var ki, yakında çalışan müdürü 5 yıldızlı otelde konaklıyor. Ama kendisi, aile oteli sıcaklığı yaşattığı için bizim otelimizde kalıyor.

Yabancı misafirlerimiz arasında da devamlı bizde konaklayanlar var. Misafirlerimiz arasında pek çok diplomat da yer alıyor. Türkiye’ye ilk geldiklerinde sürekli konutlarına geçene kadar, tadilat sürecinde bizim otelimizde konaklıyorlar. Daha sonra tanıdıklarını, eşlerini, çoluk çocuklarını gönderiyorlar. 30 yıllık bir işletmeyiz biz. Bir kartopu gibi misafirlerimizle büyüdük, çoğaldık.

Turizm  sektörü zor bir süreçten geçiyor. Siz bu dönemi nasıl atlattınız?

Son yıllarda turizm sektörü sıkıntılı bir süreçten geçiyor, bu malum. Ama biz kilit müşteri kitlemizi koruduğumuz için bu sıkıntılı süreci çok yara almadan atlattık. Benim tek şikayetim, fiyatlardaki düşüştür. Fiyatların aşağı çekilmesi, kısa vadede de, uzun vadede de kimseye kazandırmaz. Biz otelciler maalesef birlik olamadık. Bu konuda birlik olmalı ve fiyatları aşağı çekmemek için çaba göstermeliydik.

Çünkü bizim otellerimiz çok kaliteli. Bu fiyatlarla oda satmayı hak etmiyoruz. Yunanistan’a gidin bakın. Beş yıldızlı dedikleri otel, harabe gibi. Bir de sattığı fiyata bakın.

Ama işte bir işletme fiyatı aşağı çekti mi, mecbur ona ayak uyduruyorsunuz. Hesap basit: Aynı lokasyonda, aynı kalitede iki otel var. Biri 70 Euro fiyat vermiş, diğeri 50 Euro. Siz müşteri olarak hangisinde konaklar sınız? Daha ucuz olanda değil mi? İşte bütün mesele bu.

Peki para kazanabiliyor muyuz? Hayır. Ben 17 aydır sadece ayakta kalmayı başarıyorum. Biz otelciler yanlış yapıyoruz. Fiyat kırmak da en temel yanlışımız. Big Dubai inşa edildiğinde Emirates Havayolları, Ortadoğu pazarından turist çekebilmek için fiyatları indirdi. Devlet onu sübvanse etti. Biz de milli havayolumuz olan THY için aynı şeyi istiyoruz.  Devletten başka bir beklentimiz de yok. THY’nin bu bayrağı eline alması lazım. Devlet bize vereceği sübvanseyi THY’ye versin, o da fiyatları düşürsün. Böylece daha çok turist gelir kanısındayım.

Diğer oteliniz Troya Balat hakkında da bilgi verir misiniz?

Oranın eski sahibi, benim çok sevdiğim bir mimar arkadaşımdı. İstanbul’a böyle bir bina kazandırdığı için ona çok teşekkür ediyorum. Haliç kıyısında yer alan bir incidir o bina. İçi de muhteşemdir. Sahibi kendi işine yoğunlaşmak isteyince, burayı 2013 yılında ben devraldım. 10 yıl öncesinin teknolojisine sahipti. Alınca bir yenileme dönemi geçirdi. Orijinal yapısını koruyarak yeniledik. Tarihi dokusu korundu. Kalem süslemeleri bile Topkapı Sarayı’nda çalışmış olan kalemkar tarafından yenilendi. Mobilyalarının karakteristik özellikleri korundu.

19 odalı çok şirin, çok güzel bir otel oldu. İnanılmaz bir atmosferi, enerjisi var oranın. Balat’ın dokusuna çok uygun bir otel . Balat zaten çok özel bir semt. Eski İstanbul’un izlerini hem dış görünüşünde barındırıyor, hem de yaşam tarzında. Geleneksel  tarzdaki evleriyle, hala çamaşır asılan pencereleriyle Balat, eski İstanbul’dan izler taşıyan ve çok da ziyaretçi alan bir semt. Hem İstanbul’da yaşayan, hem de İstanbul’a dışarıdan gelmiş olan yerli yabancı herkesin mutlaka görmesi geren bir semt Balat.

Turizm sektörü olarak şansımız, İstanbul’da belediye başkanlarının turizme önem, turizmciye destek vermesidir. Gerek İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı, gerekse ilçe belediye başkanları, kendi bölgelerinde turizmi destekleyecek çok önemli çalışmalara imza atıyorlar. Sonuçta otel yalnızca binadan ibaret değil. Bulunduğu çevrenin altyapı çalışmaları, çevre düzenlemeleri  hep belediyenin sorumluluğunda. Biz turizm açısından belediyelerin yaptıkları çalışmalardan çok memnunuz. İstanbul tertemiz ve yemyeşil bir şehir. Havaalanından taksiye binen bir turist, çiçeklerle donatılmış, tertemiz, yemyeşil bir şehir şehir görüyor.

Turizmin geleceğinden umutlu musunuz?

Ben umutluyum. Herşeyin düzeleceğine inanıyorum. Ama artık yeni otel yatırımlarının yapılmaması gerekiyor. Her yeni eklenen oda, fiyatların biraz daha aşağı düşmesine neden oluyor. Çünkü gelen turist sayısı belli. Kredi alıp otel yatırım işine giren pek çok arkadaşımız, kriz döneminde kredisini ödeyemediği için çok zor durumda kaldı. Artık İstanbul’da da otel yatırımlarının sınırlandırılması şart. Mesela önümüzde Barselona örneği var. Barselona çok radikal bir karar aldı ve otel yatırımlarını durdurdu.

Turizm sektörüne iki otelle hizmet veriyorsunuz. Yeni yatırım planlarınız var mı?

Şu anda öyle bir planım yok. Çünkü otelcilik yatırımının çok riskli olduğu bir dönemden geçiyoruz. Biz turizmci bir aileyiz. Dedemle başladı otelcilik sektöründeki varlığımız. Ardından babam ve onun ardından da ben geldim. Şimdi sıra oğlumda. 1964 yılından beri aynı bölgede otelcilik yapıyoruz. Yatırımsal risklerin arttığı dönemler olur. Bu da öyle bir dönem. O nedenle yeni bir yatırım planlamıyorum.

Son olarak sektöre bir mesajınız var mı?

Öncelikle şunu söyleyeyim: Ben her şeyi devletten bekleyen yapıda bir insan değilim. Devlet turizm sektörüne elinden gelen her türlü yardımı yapıyor. Biraz da turizmciler üzerlerine düşeni yapmalı. Birlik olmalı ve sorunlara ortak çözüm aramalıdır. Ben Booking’in yasaklanması konusuna da değinmek istiyorum. Turizm sektörü böyle zor bir durumda iken, Booking’in yasaklanmasını gereksiz buluyorum. Tabii Booking’in de yanlışları var. Ama süreç daha sakin idare edilebilirdi.

Turizm sektörü bir geçiş süreci yaşıyor. Şartlar sonsuza kadar böyle devam etmeyecek, mutlaka düzelecek. Sektör temsilcileri standartlarını düşürmeden, kaliteden ödün vermeden hizmet vermeye devam etmelidir. Otelciler zaten taşın altına elini koymaktan çekinmeyen insanlardır. Otelciler olarak bacasız sanayiye hizmet veriyoruz ve sanayiciler kadar da itibar görmek istiyoruz.

Son olarak, yeni otel yatırımı planlayan girişimcilere biraz daha beklemelerini tavsiye ediyorum. Beklemek istemiyorlarsa da, yeni bir otel inşa etmek yerine hizmet vermeye devam eden bir oteli satın alsınlar.

 

 


Önemli haberleri kaçırma!

E-posta bültenine abone ol:

Merak etme spam mailler gelmeyecek.