Erdem: TÜRSAB’ta mağdur ve mazlum edebiyatı son bulacak

Türkiye Seyahat Acentaları Birliği’nin yaklaşan olağan genel kurulu öncesinde çalışmalarını aralıksız sürdüren TÜRSAB Başkan Adayı Hasan Erdem, Rize Babillon Otel ve Erzurum Palandöken Dedeman Otel’de toplantılar gerçekleştirdi. Bölge acentalarının katılım gösterdiği toplantıda değişime vurgu yapan Erdem, 2 dönemde gerçekleştirmeyi taahhüt ettiği 32 makro projesini acentalarla paylaştı.

TÜRSAB’ta 10 dönem ve 20 yıldır görev yapan mevcut yönetimin artık değişmesi zamanının geldiğine dikkati çeken Erdem konuşmasında şunları söyledi: “Şimdi çok üzülerek söylüyorum aslında eğer bir kişi “20 yıldır ne yaptınız?” sorusuna cevap veremiyorsa, “Ben mağdurum, ben mazlumum” diyorsa bu çok acı bir şeydir. Başka bir şey söylemeye gerek yok. Her dönemde bizlerden oy almak isteyen ve bölgelerimize gelen bu zihniyete sorunlarımıza çözümler üretecek reçeteler verdik. Fakat onlar ne yaptı? Bizim onlara sunduğumuz reçeteleri kendi menfaatlerine kullandı.

Biz her geçen gün daha da küçülen gelir kaynaklarımızı arttırmak için 20 yıldır çözümler beklerken onlar bu süre zarfında kendi gelirlerini arttırdılar. Acentalarımız ise unutuldu. Eleştirdiğimiz zaman “TÜRSAB’ı sosyal medyada bölüyorlar” diye feryat ediyorlar. Biz eleştiriyorsak kendilerinin de sizlerin huzuruna gelip biz 20 yıldır şunları yaptık diye sıralamaları gerekirken sadece bahaneler üretmeye devam ediyorlar.

32 MAKRO PROJEYE 2 DÖNEM SÖZÜ

Güçlü TÜRSAB olarak yola çıktığımızda 32 makro projemizle sizlerin karşısına geliyoruz. Bu projelerimizi de teveccüh gösterip bize görev verdiğinizde 2 dönemde gerçekleştirmeyi taahhüt ediyoruz. Bu projelerimiz 10 bine yakın acentamızın menfaatine olacak projelerdir. Ben de sizin gibi 35 yıldır bu sektörde görev yapan bir acentayım. Bu projelerimizde birkaç kişiye değil, hepimize, 10 bin acentamızın menfaati yatıyor. Sizlere sormak istiyorum: Kış turizminin en etkin destinasyon bölgelerinden Erzurum Palandöken’in uluslar arası alanda olimpiyatlar gerçekleştiren bir kayak merkezi haline gelmesinde TÜRSAB’ın ne emeği var. Siz meslektaşlarımın, bölge işadamlarımızın, milletvekilleri ve bürokratlarımızın, devletin emekleri haricinde TÜRSAB’ın ne katkısı var. Aslında en başta burada TÜRSAB olması gerekiyordu. İşte biz bunu yapacağız. Bölgesel Yürütme Kurullarımızı oy deposu olarak gören ve onlara hiçbir bütçe ve yetki vermeyen zihniyete karşı bölgelerimizi maddi ve manevi güçlendireceğiz. Turizm bölgelerinde BYK’ların sözü geçer hale gelecek. Çünkü BYK’larımızı güçlendireceğiz.

ELİMİZDEN ALINAN HAKLARI GERİ GETİRECEĞİZ

Bizim elimizden alınan haklarımız var. 1999 yılından önce tüm acentalarımız belgelerini devredebiliyordu. Şirketlerimizi devretmek zorunda değildik. 1999 yılında belgenin değeri 120 bin TL iken şimdi 45 bin TL’ye düşmesinde bizi yöneten bu zihniyetin suçu var. Biz bu haksızlığı ortadan kaldıracağız. Acentalarımıza belge devir hakkını yeniden geri getireceğiz. Aynı zamanda 5 yıl süreyle yeni acenta girişini tahdit uygulaması getirerek belgelerimizin hak ettiği şekilde değerlenmesini sağlayacağız. Çünkü her yıl 1200 acenta girişi yapılıyor. TÜRSAB’ı ticarethane gibi gören zihniyete artık son vereceğiz. Hem yeni acenta girişini durdurarak pastamızın küçülmesini değil büyümesini sağlarken, öte yandan da belgesini devretmek isteyen acentalarımızın TÜRSAB belgeleri daha değerli olacak.

GENEL KURULA KATILALIM, BİRLİĞİMİZE VE SANDIĞA SAHİP ÇIKALIM

Acentalarımız her geçen gün küçüldükçe ne yurt dışına bölgesini tanıtmak için fuara çıkabilir ne de genel kurula katılabilir. Çünkü çok net gördüm ki acentalarımızın derdi seçim değil geçimdir.   Zaten şimdiki yönetimin de tek isteği acentalar küçülsün, gelir derdine düşsün ve genel kurula gelmesin ki ben de tek başına seçileyim, gemimi yürüteyim. Fakat artık o dönem bitti. Bugün acentalarımız daha güçlü bir şekilde değişimi istiyor. Tabanda birlik hareketi olarak çıktığımız bu yolda sağlamış olduğumuz güç birliği ile artık bu sürece son vereceğiz. Tabii sizlerin desteği ve katkısıyla…Acentalarımızla birlikte inanıyorum ki birliğimizi değişim ve ortak akıl vizyonuyla hep birlikte yöneteceğiz. Kişilerin değil top yekün tüm birliğin kalkınmasını hayata geçireceğiz. Buradan size söz veriyorum ki; her işte adaletçi ve paylaşımcı olacağız. Hiç kimse bir diğerinin hakkına göz koymayacak. Sizlerden isteğimiz genel kurula gelin. Mantığınızın ve vicdanınızın sesini dinleyerek özgür iradenizle sandığa ve birliğimize sahip çıkın.”